Kariyerine Türkiye dışında devam eden gençler arasında yer alan 2004 doğumlu forvet Can Alpacar‘la özel bir röportaj yaptık.
Kanada’da Crestwood Prep okulunda hem eğitimine hem basketbol hayatına devam eden genç oyuncu, sezonun son bölümünde sorularımızı cevapladı ve kariyeriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Kısa forvet pozisyonunda oynayan, 2.00 metre boyundaki Can Alpacar daha önce ülkemizde Darüşşafaka, Beşiktaş ve Borusan gibi takımların altyapılarında yer almıştı.
Can Alpacar’la yaptığımız röportaj;
Kanada’ya gidiş süceciyle ilgili konuşan genç oyuncu, ilk olarak şunları söyledi:
”Benim buraya gelme nedenlerim arasında basketbol ve eğitimin İstanbul’da birlikte ilerlememesiydi aslında. Hedeflerim vardı zaten, yeteneklerimi daha üst seviyeye taşımak ve burada daha iyi bir eğitim görmekti. Amerika’ya çok fazla gitmek istemedik, Kanada’yı tercih ettik.”
”Çocukluğumda böyle bir hayalim yoktu. Sadece basketbol oynamayı seviyordum. Bu kadar ileri gidebileceğimi düşünmemiştim. En üst seviyeye hedef koyayım ki, daha çok çalışayım ve başarabileyim.”
– Kanadalı oyuncu sayısı artıyor
Son dönemlerde Kanada’dan birçok oyuncu sadece NBA değil, BSL dahil olmak üzere farklı liglerin yolunu tutmaya başladı. Can, hem oradaki basketbol kültürü hem de adaptasyon süreciyle ilgili sorularımızı cevapladı:
”Burada basketbol zaten baya gelişmiş durumda. NBA’de ve hatta BSL’de oynayan birçok Kanadalı oyuncu da var. Son dönemlerde buradan çok fazla NBA oyuncusu çıkıyor. Gelişmeye başladıkça her şey daha düzenli hale geliyor.”
”Adaptasyonum biraz uzun sürdü. Sonuçta yeni bir ülke, yeni bir dil ve yeni takım arkadaşları. Buradaki insanlar gerçekten çok sıcakkanlı. Yabancı olduğumu öğrendiklerinde herkes bana yardımcı olmaya çalıştılar. Bu da tabii sonradan adaptasyon sürecini daha da kolaylaştırdı.”
– Disiplin farkı var
Türkiye’de özellikle son dönemlerde altyapılar farklı bir tartışma konusu olmaya başladı. Arkasında bir güç bulamayan birçok oyuncu, ne kadar yetenekli olursa olsun, kaybolmaya mahkum ediliyor adeta.
Can’a iki ülke arasındaki farkları sorduk. Genç oyuncu, kimseyi kötülemeden, saygıda kusur etmeden sözlerine devam etti:
”Türkiye’deki koçları kötülemek anlamında söylemiyorum. Orada da zaten çok iyi koçlar var. Burada disiplin farkı var. Bir hedef varsa ‘ya başaracağız ya başaracağız’ başka yolu yok. Zaten %100’ünü verirsen başarmama ihtimalin yok.”
”Burada herkese fırsat geliyor. Aslında temel fark, koçlar eğer oyuncuda potansiyel görüyorsa yaşına bakmadan büyüklerin yanına alıyor ya da olabildiğince süre vermeye çalışıyor. Potansiyelini açığa çıkartmak için uğraşıyorlar.”
”Staff’ın geniş olması çok daha yardımcı oluyor, çünkü danışacağın kişi sayısı da artıyor. Yardım alabilmek kolaylaşıyor. Sorunu çok basit şekilde çözebiliyorsun. Maçları birlikte izliyoruz ve hataları değerlendiriyoruz.”
– Başarılı bir sezondu
Sezonu double-double ortalamasıyla tamamlayan Can’dan bir değerlendirme istedik. Ayrıca genç oyuncuya, kendisini yeni tanıyanlar için artılarını ve eksilerini sorduk:
”Başarılı bir sezon geçirdiğimi düşünüyorum. Bu sezon 22 sayı, 12 ribaunt ortalamayla oynadım. Koçumun da söylediği bir şey vardı, NCAA’de division 1’de oynamak istiyorsan yüksek ortalaman olması lazım demişti. Çünkü son sene en önemli senedir. Sezona başlarken hedefim Amerika’dan olabildiğince teklif almaktı. Henüz division 1 teklifi almadım ama aldığım epey teklif var. Benim adıma başarılı bir sezon oldu.”
”Şutumun iyi, hatta oyunumun en önemli yanı olduğunu düşünüyorum. Fiziksel gücümle içeriden rahat bir şekilde bitirebiliyorum. Üç sayı çizgisinde kendimi yeterli görüyorum. Artık günümüzde üç sayı çizgisi çok önemli bir noktaya geldi.”
”Atletik özelliklerimi geliştirmem lazım. Sağ elimi de biraz daha iyi kullanmam gerekiyor. Bir süre sonra bu sizi savunan oyuncu için avantaja dönüyor. Bu eksikliği kapatmak istiyorum.”
”Savunmam eskiden çok iyi değildi. Bu konuda da hırslandığımı ve daha fazla odaklandığımı söyleyebilirim. Savunma konusunda ciddi olarak geliştiğim diyebilirim.”
– NBA en büyük hayalim
En büyük hayalinin NBA’de oynamak olduğunu söyleyen 2004 doğumlu forvet, Euroleague’in de hedefleri arasında olacağını, hatta gönlünde Barcelona’nın yattığını söyledi.
Can’a son dönemlerin popüler konularından yabancı sınırı konusunda da sorular sorduk ve şu cevapları aldık:
”NBA en büyük hayalim ama tabii orası olmazsa Euroleague’de oynamayı çok isterim. Şu an için B planını çok fazla düşünmüyorum. İleride Türkiye’ye dönüş olabilir ama Euroleague olacaksa kalbim Barcelona’dan yana.”
”Saha içinde çok soğukkanlı değilimdir, takımıma olabildiğince enerji vermeye çalışıyorum. Gerektiğinde rakibin moralini de bozmaya çalışıyorum. Saha içi ve dışı çok farklı ama bunlar kötü şeyler değil bence. Kötü niyetle yapılmıyor, rakibin kafasına girmeye çalışıyorsun sadece.”
”Türk takımlarında maalesef çok fazla yabancı oynuyor, kişisel olarak azaltılması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Euroleague seviyesinde oynayan çok Türk yok, Melih Mahmutoğlu ve Metecan Birsen dışında. Artık milli takımlarda bile yabancı oynatılıyor. Ama buna yapacak çok fazla bir şey yok. Dürüst olmak gerekirse yabancı sınırı azaltılırsa çok fazla bir şey değişir mi, bilemiyorum.”
– Favorileri
Elinde olsa hem Euroleague’de hem NBA’de çalışmak istediği koçları ve rol modelini sorduğumuzda aldığımız yanıtlar:
”Euroleague’de Zeljko Obradovic’le, NBA’de ise Steve Kerr’le çalışmayı çok isterdim.”
”Luka Doncic’i rol modelim olarak söyleyebilirim. Belki çok atletik değil ama gücüyle, ayak oyunlarıyla rakibini çok çabuk ekarte ediyor. Farklı özellikleriyle çok rahat skor üretiyor. Saha görüşü de inanılmaz bir oyuncu.”
– Saha dışı
Saha dışında ailesiyle vakit geçirmeyi sevdiğini söyleyen Can, röportajı şu sözlerle sonlandırdı:
”Basketbol dışında olabildiğince ailemle vakit geçirmeye çalışıyorum. Onlarla geçirdiğim vakit benim için gerçekten çok değerli. Annem ve kardeşim burada, geri kalanlar İstanbul’da. Gelişimim için de boş sahada çalışmaya devam ediyorum.”
”Kanada’nın soğuğu kış aylarında -30’lara dayanıyor, hasta olmak burada bir gelenek oldu. Ama alıştık artık, yapacak bir şey yok.”
”Türkiye’ye dair en çok özlediğim şey, sevdiklerimle vakit geçirmek diyebilirim.”
Röportaj: Kemal Erdem
Mail: [email protected]
Instagram: @kemalerdem54