Zeljko Obradovic döneminin ardından yeniden yapılanmaya giden Fenerbahçe Beko transfer bombalarını arka arkaya patlatıyor. Neredeyse kadroyu sil baştan yapan Sarı-lacivertliler‘de Maurizio Gherardini geçiş döneminin takımını kuruyor.
Transferlerin arka arkaya açıklanmasından da anlaşılabileceği gibi planlama hedeflenen şekilde gidiyor. Datome, Sloukas ve Kalinic gibi Euroleague şampiyonluğunda önemli rol oynayan oyuncuların ayrılmasının ardından; Johnny Hamilton, Danilo Barthel, Edgaras Ulanovas, Dyshawn Pierre, Lorenzo Brown ve Kenan Sipahi hamleleri arka arkaya yapıldı.
De Colo ve Vesely’nin takımın yıldızı olacağı yeni düzende kadroya katılan isimlerin ardından takımdaki roller de belirginleşmeye başlıyor. Takımın oyun kurucu rotasyonunu değerlendireceğim bu yazıda Kenan Sipahi, Lorenzo Brown ve Leo Westermann üçlüsünü ele alacağım.
Lorenzo Brown’ın Rolü Enerjiyi Yukarı Taşımak
Amerikalı oyuncunun en önemli özelliklerinden biri top hakimiyeti. İlk adımı, yön değiştirmesi ve çembere gidişiyle kariyeri boyunca savunmacılarına hep zor anlar yaşattı, önümüzdeki sezon da yaşatmaya devam edecektir. Kişisel görüşüm 2-3 maçta bir savunmacının bileklerine zor anlar yaşatacaktır. Bir diğer yandan takımın geçiş hücumlarına yön verebilen Brown, yarı sahayı hızlı geçmeyi seven Vesely ve Hamilton’ı, üçlük çizgisinin gerisinden cezayı kesebilecek De Colo ve Melih gibi keskin şutörleri bol bol topla buluşturacaktır. Taraftarın enerjisinden ve mücadelesinden son derece memnun olacağını düşünüyorum.
Üçlük Çizgisinin Gerisinden İstikrarsız
Hızlı ve top hakimiyeti yüksek olan oyuncuların en büyük sınavı üç sayı çizgisinden oluyor. Genel olarak rakiplerini geçip çembere rahat gidebildikleri için ilk opsiyon üçlük olmuyor. Savunmacılar da bu penetreleri durdurabilmek için bir adım geride bekliyor. Bu durum oyuncu günündeyse takımı için çok büyük avantaj, değilse dezavantaj oluyor. Brown, Kızılyıldız formasıyla geçtiğimiz sezon Euroleague’de 27 maçta 21/73 ile %28,8 isabet oranıyla oynadı. Bu yüzdesini biraz daha yukarı çekebilirse veya ceza şutundaki istikrarını arttırırsa çok çok daha katkı sağlayacaktır.
En merak ettiğim konu De Colo ile uyumunun nasıl olacağı. De Colo’nun liderdiğini ve kendisinden beklenilen rolü kabul edebilecek mi bu kısım gerçekten çok önemli. Çünkü bu tip oyuncular bazen iyi niyetli olarak takımlarına katkı vermek isterken poziyonları zorlayabiliyor, oyun kontrollerini kaybedebiliyor ve takımlarına zarar verebiliyorlar.
Kenan Sipahi Neler Katar?
Geçtiğimiz haftasonu Fenerbahçe kadrosunu düşünürken bir anda Fenerbahçe Kenan’ı niye düşünmüyor diye aklıma geldi. Çünkü özellikle yerli piyasasında sadece oyun kurucu olarak değil tüm pozisyonlarda için dar ve hem Euroleague hem lig maratonunun ne kadar uzun olduğunu düşününce çok mantıklı bir hamle olarak gelmişti bana. Ben bunları düşünürken Gherardini ve teknik ekip çok daha önce düşünmüş ve hafta içi bu transfer tamamlandı.
İlk Kenan Sipahi Dönemi
Kenan Tofaş ve altyapı milli takımlarda gösterdiği performansla çıtayı o kadar yukarı koydu ki Obradovicli Fenerbahçe’de hepimiz ondan bir süperstar performansı bekledik. Aslında hepimizin bildiği konuları tekrar etmek istemiyorum ama kısaca şunu belirtmeden geçmek istemiyorum. Basketbol severler olarak koyduğumuz süperstar beklentisini Kenan karşılayamadı ama Kenan sarı lacivertli forma altında kesinlikle başarısız olmadı. Obradovic ona bir rol verdi. Rolü setleri en iyi şekilde uygulatmak, takım arkadaşlarını oyunun içinde tutmak ve savunmada rakiplerini durdurmaktı. En önemlisi sahada Obradovic’in eli ayağı olmaktı. O dönemde Goudelock ve Bogdan gibi skorerleri her zaman sıcak tuttu. Çünkü hepimiz biliyoruz ki bir skorer oyuncunun en büyük destekçisi oyun kurucudur. Onları sıcak tutmak, topu eşit bir şekilde paylaştırmak, oyun ritmi içinde onlara uygun setleri oynatmak hiç de kolay bir şey değil. Bjelica ve Vesely gibi skorer oyuncuları da göz önünde bulundurursak bu oyuncularının yanında 15-20 sayı ortalamalar tutturmak neredeyse imkansız. Bu yüzden gelen Final Four başarısını da göz önünde bulundurarak kötü geçmediğini düşünüyorum.
İkinci Kenan Dönemi Nasıl Olacak?
Bence ikinci dönemde Kenan’ın en büyük avantajı beklentinin ilk döneme göre düşük olması olacak. Milli oyuncu Karşıyaka, Beşiktaş ve Real Betis maceralarından sonra çok daha tecrübe kazandı. Obradovic, Ufuk Sarıca ve Ivanovic gibi önemli koçlarla çalıştı. Özellikle aynı dili konuşabiliyor olmasından dolayı Kokoskov ile iyi anlaşacaklarını düşünüyorum. Benim saçma bulduğum yabancı kuralından ötürü ligde çok daha fazla süre bulacak bu da rotasyonda koçun elini güçlendirecek. Bununla birlikte Kenan’ın yapacaklarının ligle sınırlı olduğunu düşünmüyorum. Çalışarak, mücadele ederek ve edindiği tecürebeleri kullanarak sürelerini arttıracaktır ve önemli katkılar verecektir. Kenan geçtiğimiz sezon çok daha yüksek paraları reddederek yurt dışına atılma hayalini gerçekleştirdi ve şimdi de ücretinde önemli fedakarlıklar yaparak yarım kalan hikayesini tamamlamaya geliyor.
Leo Westermann Özüne Dönmeli
Westermann Fransız ancak Sırbistan ve Litvanya ekolunda yoğurulmuş bir basketbolcu. Partizan ve Zalgiris Kaunas dönemlerini çok iyi geçirdi ve bu performansları ona önce CSKA sonra Fenerbahçe’nin kapılarını açtı. Geçtiğimiz sezonu iyi geçiremedi. Özellikle hedeflerin çok yüksek olduğu ve oturmuş bir düzende tam anlamda kendini bulamadı. Açıkçası ben bu sezon yolların ayrılabileceğini düşünüyordum ancak Sloukas’ın ayrılığının ardından ücretinde de indirime gitmesiyle takımda kaldı. Kolay vazgeçebilecek bir oyuncu değil. Onun da enerjisi çok yüksek. Pick and roll hücumlarında hem pas opsiyonlarını bulabilen hem de kendine şut pozisyonu yaratabilen bir oyuncu. Eğer istikrarını arttırırsa ve performans dalgalanmalarını belli bir düzene oturursa futbol medyası tabiriyle “yeni bir transfer” olabilir.
Bunlar tabii geçmişi göz önünde bulundururak yapılmış öngörüler. Liglerin başlamasıyla performansları nasıl olacak izleyip göreceğiz.
Özgün Çamkuşu