Eurobasket 2022‘de milli takımın hayal kırıklığı yaratan performansı sonrası neredeyse bütün ihale Cedi Osman‘a kalmış durumda.
Bazıları bu durumdan memnun olabilir. Zira Cedi sayesinde asıl eleştirilmesi gerekenlere kimse dokunmuyor. Belki de birçok kişinin işine geliyor, bilemeyiz.
Turnuva başladığından beri basketbol hariç her şeye odaklandık. Haklı olduğumuz konular elbette vardı, ancak bizden başka hiçbir ülke olayları bu kadar abartmadı. Biz ise sürekli ‘mağduriyet’, ‘dış güçler’, ‘herkes bize karşı’ diyerek ‘büyük resim’ görmekten! önümüzdekini kaçırdık.
Büyük laflar ettik ama ettiğimizle kaldık. Bir de üstüne ihalenin Cedi’ye bırakılmasına ses etmedik. Günah keçisi de bulunduğuna göre herkes sanki rahatlamış oldu.
Cedi’yi yine eleştirelim ama onu eleştirirken gül bahçesindeki diken muamelesi yapmayalım. Zira biz gül bahçesinde değildik önce bunu kabul edelim.
– Temel sorun başka
Sanki Türkiye’de her şey o kadar kusursuz ilerliyordu ki, Cedi’nin kaçırdığı serbest atışlar bir çuval inciri berbat etmiş ve şampiyon olacağımız turnuvadan elenmişiz gibi bir hava oluştu. Elbette Cedi’nin ya da bir başka oyuncunun serbest atış performansı eleştirilir, bu normal, ancak soruna bu kadar sığ yaklaşırsanız daha çok hayal kırıklığı yaşarsınız.
– Larkin hayal kırıklığı
Devşirdiğiniz, milli takımda oynaması için üstüne para verdiğiniz Shane Larkin’in performansı ortada. Larkin, Anadolu Efes’te harikalar yaratıyor olabilir. Avrupa’nın tartışmasız en iyi guardlarından biri, çoğuna göre birincisi. Ancak milli takımdaki performansı tam bir hayal kırıklığı. Larkin’e 2 çift laf edemeyenlerin Cedi’yi çarmıha germesi ise ikiyüzlülükten başka bir şey değil.
– Ataman’ın planları tutmadı
Ergin Ataman, belki Larkin’e güvenerek belki de başka planları olduğu için oyun kurucuları kadronun dışında bıraktı. Sonuç olarak, saha içinde net bir oyun kurucu eksikliği hissedildi. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, yeterli görürsünüz görmezsiniz ayrı konu, ancak şu kadronun içinde Kenan Sipahi ya da Berk Uğurlu’dan birinin olması gerekiyordu.
– Yük Cedi’ye kaldı
Cedi’nin 5 numara harici kullanılmadığı pozisyon kalmadı. Sürekli bir açığı kapatmak, kanayan yaraya pansuman olmak, vazifesi olmayan işlerin peşinde koşmaktan yoruldu, yıprandı ve günün sonunda mental olarak taşıdığı yük kaldıramayacağı noktalara ulaştı.
– Linç kültürü iş başında
Fransa maçı bittiğinden beri Cedi’ye karşı uygulanan linç inanılmaz boyutlara geldi. Medyanın bir kısmı da bunu körükledi. Cedi, özellikle işin medya kısmında en kolay hedef oldu. Nasıl olsa sosyal medyada tepki vardı. Bunun üzerine giderek ihaleyi tamamen ona bıraktılar. Oysa milli takımın kötü performansında Cedi’ye gelene kadar birçok başka nedenler vardı.
– Fatura yönetenlere ve koça kesilir
Kimse karnından konuşmasın. Ortada bir başarısızlık varsa bu en başta koç Ergin Ataman’a ve TBF’ye yazar. TBF, geldiğinden beri çorap değiştirir gibi koç değiştirdi. Bu kadar kararsız ve getirdiği koçun arkasında duramayan bir yönetim olamaz. Ataman ise geldiğinde çıtayı şampiyonluk olarak belirledi. İddialı konuşmayı sever, genlerinde var ve Ataman’ı Ataman yapan da budur. Ancak bunları söylerken kadronun kalitesinden dem vuruyordu. Kadro aynı kadro, şimdi aynı kadroya dönüp laf etmek de kolaycılık olur.
Kemal Erdem
Mail: [email protected]
Instagram: @kemalerdem54