Kariyerine ABD‘de devam eden gençler arasında yer alan 2003 doğumlu 2.01 boyundaki Fatih Hüyük‘le özel bir röportaj yaptık.
Ülkemizde bir dönem BGL’de Gaziantep Basketbol forması giyen Fatih Hüyük, ABD’de Peru State Koleji’nde kariyerine devam ederken, dünden bugüne yaşadıklarını anlattı.
Hatay’da başladığı macerası, önce Gaziantep’e ve ardından Nebraska’ya kadar uzandı.
Lafı fazla uzatmadan Fatih Hüyük’le yaptığımız röportaja geçelim…
Basketbola başlama hikayesini, Gaziantep’in kendisine kattıklarını ve Mahir Bayrak’ın üzerindeki etkisini anlatan genç oyuncu, sözlerine şöyle başladı:
”İlkokulda futbol oynuyordum ama sonra basketbola yöneldim. Arkadaşlarımla birlikte Hatay’da kursa gitmeye başladık. Böyle böyle birbirimizi geliştirmeye ve basketbola bağlanmaya başlamıştım.”
”Hatay’da kız takımı vardı ama erkek takımı yoktu. Bu da bizi biraz üzüyordu. Beni asıl etkileyen, 2003’lü olduğum için youtube dönemine denk geldim. Orada maçları izleyerek, NBA’i de takip ediyordum, özellikle Kobe beni etkiledi.”
”Şehrimde iyi bir oyuncuydum, beni Gaziantep’e göndermişlerdi, ilk senemde koçum Mahir Bayrak’tı. Denemeye gitmiştim ve o beni takıma almıştı. İlk yılımda zaman zaman iyi performanslarım vardı ve kendimi göstermeye başlamıştım. İkinci yılımızda BGL’de son 4’e kalmıştık, pandemi sezonu. O sezon benim açımdan iyi geçmişti. Ali Yıldırım’ın da üzerimde hakkı vardır.”
– ABD’ye gitmek hep aklımdaydı
ABD’ye gitme kararı alırken tereddüt yaşamadığını söyleyen Fatih, oradaki hedeflerini anlatırken, oyuncu gelişiminde dünyanın her yerinde koçtan koça değişkenlikler olduğunu belirtti ve sorularımızı cevapladı:
”Sonraki dönemde kontenjan hakkım vardı, kalabilirdim. Ama ABD işleri olgunlaşmaya başladı. Açıkçası ben de çok tahmin etmiyordum böyle olacağını ama ABD’ye geçmeyi düşündüm. Benim açımdan böylesi daha iyi oldu.”
”ABD’ye gitmeyi hep kurguluyordum, bu aklımda vardı. Kuzenlerim ve akrabalarım orada yaşıyor, New York’ta. NCAA maçlarını da hep takip ediyordum, ilgim vardı. Orada olmak ve orada oynamak istiyordum. Oradan Gaziantep A Takımı’na gelen oyuncular da vardı. Onların idmanlarını izlerken kafamda hep bu düşünce vardı. ABD zorlu bir yer, beni daha iyi yapacağını düşündüğüm için gittim.”
”Giderken hiçbir tereddüt yaşamadım çünkü aklımda hep vardı. Ama Gaziantep’i çok seviyordum, çünkü onlar sayesinde gelişim yaşadım. Doğu’da zaten bir tek orası var, bana baktıklar, yer verdiler. Antep’e çok şey borçluyum. İleride ne olur bilemem ama Gaziantep hayatımda bir dönüm noktası oldu.”
”Gerçekçi olursak benim hedeflerim arasında NCAA D1’de oynayıp, G-League yapabilirsem kalmak, olmazsa ABD dışında herhangi bir ülkede oynamak var.”
”Aslında bu koçtan koça değişiyor. Gaziantep’te Mahir Bayrak tamamen benim gelişimime önem verdi. ABD’de durum çok farklı değil. Gelişime önem veren koç da var, kazanma odaklı olan da…”
– Pozisyon kırıcıyım
Kendisini ‘pozisyon kırıcı’ olarak tarif eden Fatih, oyunuyla ilgili sorduğumuz soruları cevaplarken, şunları söyledi:
”Benim pozisyonum 3-4-5 diye geçiyor. Eğer karşımda kısa biri varsa post-up oynuyorum, uzun biri varsa dışarıdan atak ediyorum. Şu an üç sayı çizgisinde geliştiğimi söyleyebilirim. BGL’de oynadığım dönemde zaten çok fazla kullanmıyordum. Biraz daha keskin bir şutör olmayı planlıyorum. Geliştirmem gereken yönler elbette var ve bunun için çalışıyorum.”
”Aslında boyum ne çok uzun ne çok kısa olduğu için basketbolun yaşadığı dönüşüm beni olumlu etkiliyor diyebilirim. Kendimden kısa ya da uzunlarla nasıl oynayabileceğimi biliyorum. Ben kendimi hep pozisyon kırıcı olarak görüyorum. Karşımdaki kısaysa kısaya göre, uzunsa uzuna göre bir oyun oynayacağım. Hücumdaki çeşitliliğime güveniyorum. Topu rahatça sürebiliyorum, potaya doğru gidip smaç basabiliyorum.”
”Ayaklarım hızlı, kendime güveniyorum ama çok daha hızlı olmasını isterim. Kendimden 10 cm daha kısa bir oyuncu karşıma geldiğinde çok iyi bir şekikde kilitlemeyi isterim. Bunları bir eksiklik olarak görüyorum, kendimden kısa oyunculara karşı savunma kısmını. Üçlük konusunda şunu diyebilirim, geçen sezonun sonlarına doğru geliştirmeye başladım. Ama çok daha net bir şutör olmak isterim.”
”En güvendiğim konulardan biri top sürebilmek. Çünkü top kaybı yaptığın zaman ve bu konuda sıkıntı yaşadığında doğrudan sürelerini bile etkileyebiliyor, takıma da zarar veriyorsun. Top getirmekte kendime güveniyorum ama tabii bu gelip el üstü üçlük atmak anlamında değil. Doğru pozisyonda topu guarda teslim ederim, doğru anda birebir oynayabilirim.”
– Williamson rol modellerimden biri
NBA ve Euroleague kıyaslaması yapmasını istediğimizde iki tarafın da artıları olduğunu vurgulayan genç oyuncu, rol model olarak Zion Williamson’ı öne çıkardı:
”Açıkçası kesin olarak şu daha iyi diyemem. Bazı artılarını alabilirim. Atletizm, fantastiklik ve büyüleyicilik olarak NBA derim. Şut ve teknik olarak Euroleague’i tercih ederim. Oyun zekası olarak Euroleague daha önde. Patlayıcılık olarak ise NBA.”
”Zion Williamson, rol modellerimden biri. Tabii ben onun kadar ateletik değilim. Onun ayak oyunları, yaptığı hareketler, bitirişleri beni etkiliyor. Bir diğeri ise Ja Morant, elbette tamamen örnek alıyorum diyemem sonuçta bir guard. Onun gibi daha hızlı ve atletik olmak isterdim.”
– Hak eden oynamalı
G-League’in NBA’e açılan kapı olduğu biliniyor. NBA’i zorlamak istediğini söyleyen Fatih, G-League’de oynamak istediğini söylerken, aynı zamanda Türkiye ve ABD arasındaki genç oyuncu gelişimi konusundaki farkları anlattı:
”G-League’de oynamak istiyorum. Her şey istediğim gibi giderse NBA’i zorlamak isterim. En azından NBA’de 1 maç oynamak ve o atmosferi görmeyi istiyorum. Çok çalışmam gerekiyor, bunun farkındayım.”
”Bizde BGL ve TB2L var. Sonuçta üniversite ligi yok. Biz burada BGL oynarken, onlar orada NCAA oynuyor. Kendilerini daha net şekilde geliştiriyorlar. Biz böyle bir tecrübe yaşamadığımız için bizim adımıza A takıma girmek daha zor oluyor. Açıkçası böyle bir tedirginlik oluyor.”
”Dünyanın neresinden gelirse gelsin, hak eden oynamalı. Sonuçta benim de ABD’ye gitme amacım bu. Bu konuda keskin bir düşüncem yok. BSL’de 3+2 modeli olsa mutlaka gençlerin gelişimine ve milli takıma da faydası olur.”
– Ailem en büyük destekçim
Hatay ve çevre illerde yaşanan deprem aslında birçok insanı olduğu gibi Fatih’i de etkiledi. Ailesi Hatay’da olan genç oyuncu, zorlu sürecin herkes açısından yaralayıcı olduğunu vurgularken, sözlerine şöyle devam etti:
”Ailem benim en büyük destekçim. Onların bana desteğini tarif edemem. Onlar Hatay’da yaşıyorlar, deprem felaketi elbette hepimizi yaraladı. Ailem buna rağmen, zor zamanlarda yine de bana desteklerine devam ettiler. Hem Hatay’da hem diğer şehirlerde yaşanan acıların tarifi yok. Tekrardan herkese başsağlığı diliyorum.”
Fatih’e röportajın sonunda Türkiye’de en çok özlem duyduğu şeyi sorduğumuzda aldığımız cevap aslında şaşırtmadı:
”Türkiye’ye dair en çok özlediğim şey kesinlikle yemekleri. Özellikle kebapları, ayranı, yoğurdu…”
Röportaj: Kemal Erdem
Mail: [email protected]
Instagram: @kemalerdem54