Basketbol Gençler Ligi‘nde Beşiktaş forması altında izlediğimiz 2005 doğumlu 1.81 boyundaki guard Ege Borcali‘yle özel bir röportaj yaptık.
Geçtiğimiz sezonun öne çıkan guardları arasında yer alan Ege, saha içindeki yürekli hali ve aynı derecede sakin yapısıyla dikkat çekmişti. Yeri geldiğinde tam bir kaptan gibi soğukkanlı, yeri geldiğinde ise hiç pes etmeyen bir savaşçı gibiydi.
Onu tanıyanlar, ne derece neşeli ve cana yakın bir karakter olduğunu her zaman söylüyorlardı. Sohbet esnasında buna şahit olduk. Her sorumuza samimi ve içten cevaplar verdi.
Lafı fazla uzatmadan Ege Borcali’yle yaptığımız röportaja geçelim:
Basketbola başlamasında annesinin etkili olduğunu söyleyen Ege, zaman zaman boyuyla ilgili yapılan eleştirilere de net yanıt verdi ve şunları söyledi:
”Aslında ilk başta futbol oynuyordum. Dördüncü sınıfta annemin isteğiyle basketbola başladım. Benim biraz daha güçlenmemi istiyordu. Daha sonra yeniden futbola götürürüz seni dedi ama kandırdı biraz beni, hala basketbol oynuyorum.”
”Teşvkiye’de 1 yıl oynadıktan sonra Beşiktaş ve Anadolu Efes istemişti beni. Tercihimi Beşiktaş’tan yana kullandım. Beşiktaş’a daha sıcak bakmıştım ve sonra 7 yıl boyunca orada oynadım.”
”Hiçbir zaman boyumu takıntı haline getirmedim. Bana göre sahada en çok savaşan, yüreğini ortaya koyan kazanır. Başka şeylerin hiçbir önemi yok. Elbette bazı koçların bu konudaki laflarını duyunca insan zaman zaman kendini kötü hissediyor. Ama çoğunu da kafama takmıyorum artık. Ben zaten hep kısa boylu guardlara özenmişimdir. Boyumu dezavantaj olarak görmüyorum, avantaj olarak kullanıyorum.”
– Liderlik karakterimde var
Sezonu hem takımı hem kendisi açısından değerlendiren genç oyuncu, tansiyon ne kadar yükselirse yükselsin sakin kalması ve soğukkanlı tavırlarıyla dikkat çekiyordu. Bu konu hakkındaki sorularımızı da cevaplayan Ege, BGL ve TB2L’yi de kıyasladı:
”Bu sene benim hedeflerim bir tık daha büyüktü aslında, onun için çok tatmin oldum diyemem. Ama kadromuz çok genişti ve o kadronun içinde yaşamak için idmanlar dahil savaşıyorduk. Takım ve bireysel olarak çok da hedeflediğimiz yerde olamadık.”
”Oynamadığım dönemler beni daha da çok hırslandırdı, motivasyonumu yukarı çekti. Çünkü bir savaşın içine girdik ve sonunda bunu da kazandık.”
”Benim karakterimde bir liderlik var. U14’ten beri takım kaptanıyım. Oyun içindeki sakinlik ve itiraz konusundaki kontrollü yapım biraz da oradan geliyor.”
”BGL’de oynamaktan daha çok zevk aldım. TB2L’de zaman zaman kasıtlı sertlikler de oluyor, yediğimiz dirsekler var. BGL’nin basketbol açısından daha keyifli geliyor.”
– Ana rolüm 1 numara
Zaman zaman 2 numaradan da süre alabileceğini belirten Ege, ana rolünün 1 olduğunu söylerken, kaçırdığı şutlara da çok takılmadığını belirtti:
”Şutumu biraz daha geliştirip, oyunu bir tık daha iyi okuyabilmem lazım. Şutumu geçmiş yıllara görre epey geliştirdim.”
”Kaçırdığım zaman bu beni çok etkilemiyor, hatta sıfır etki diyebilirim. Ben yine denemeye devam ederim. Koç artık kenarda ‘yeter’ demediği sürece atarım, çünkü eninde sonunda girecek.”
”Kendimi 2 numara olarak da görüyorum. Bana ne zaman skor üretmem söylenirse bunu yapabilirim. Karşımda kim olursa olsun bir şekilde o şutu bulurum. Ama tabii ana rolüm 1 numara.”
”Çift guard oynamaya daha yatkınım. Yağız’la oynadığımız zaman çok daha verimli oluyorduk. Bana daha rahatlık sağlıyor. Bazen çok baskı yiyorsun ve o anlarda çift guard oynamak seni rahatlatıyor.”
– Anadolu Efes’i geçsek şampiyon olurduk
Geride kalan sezonda unutamadığı maçın Petkim’e karşı olduğunu söyleyen genç guard, Anadolu Efes’i geçebilselerdi şampiyon olacaklarına inandığını vurguladı:
”Petkim maçını unutamam. Maç boyunca gerideydik, biraz da tansiyonu yüksek bir mücadele olmuştu. Maç öncesi de serum almıştım. Maçı da bir şekilde aldık.”
”Anadolu Efes’i geçseydik çok net şampiyon olurduk. İlk maçı vermeseydik, ki elimizden kaçtı, ikincisini alırdık. 1-0 geriye düşünce diğer maçta motivasyon düştü.”
– Hedefim her zaman ABD
Çocukluğundan beri hedefleri arasında ABD’ye gitmek olduğunu vurgulayan Ege Borcali, eğitimin de kendisi açısından önemli olduğunu söyledi:
”Hedefim Amerika, çocukluğumdan beri bu böyle. Basketbolla birlikte eğitimime de devam etmek istiyorum. Okula da önem veriyorum. Hem okuyup hem basketbol oynamak istiyorum ABD’de.”
”Benim ABD’yi isteme nedenimin gidenlerle alakası yok. Kimse gitmese ben yine giderdim. Burada genç oyunculara karşı yeteri kadar önem verildiğini düşünmüyorum.”
– İyi oyuncu her şartta oynar
Yabancı sınırının oyuncu gelişimine faydası olmayacağını söyleyerek, bu konuda farklı düşünen Ege, yerlilerin de yurtdışına daha çok gitmesi gerektiğini belirtti:
”Bence iyi oyuncu her şartta oynar. Mazeret aramamak lazım. Yabancı diyoruz ama arada bir fark yok, sadece başka bir ülkeden gelmiş. Sen kendini geliştirirsen yeri geldiğinde onları da kesebilirsin. Böyle bir ayrım olmamalı.”
”Her oynayacağın takım ve koç, senin için farklı bir deneyim. Her yerden alabildiğini alman lazım. Ne kadar rahatlarsan o kadar az gelişirsin gibi geliyor bana. O yüzden ülke dışına çıkmak gerekiyor. Konfor alanından çıkman lazım bence.”
Türkiye’nin birçok ülkeye göre daha rahat bir ortama sahip olduğunun altını çizen Ege, şunları söyledi:
”Litvanya’yı ayrı tutuyorum ama Sırbistan, Karadağ gibi yerlere benzememizi istemezdim açıkçası. Kültürel açıdan da çok fark var. Sırbistan’ı iyi biliyorum, ırkçılık biraz daha fazla orada. Türkiye’de bu tip şeyler yok.”
– BGL’nin kattıkları
Basketbol Gençler Ligi’nin kendilerine olumlu katkı yaptığını söyleyen 2005’li guard, sözlerine devam etti:
”BGL’nin deplasmanlı olması çok büyük bir artı. Bu yaşlarda başlaması önemli, çünkü ileride nelerle karşılaşacağını daha iyi görüyorsun. Ben ilk deplasmanıma giderken baya heyecanlıydım, ne yapacağımı bilmiyordum.”
”U16 ve U18’e göre, BGL çok daha farklı oynanıyor. BGL’deki ilk senemde takımın başında Ahmet Gürgen vardı, ben daha alan paylaşımını yeni öğrenmiştim, başka bir yerde olsam belki öğrenemezdim.”
– Enleri
Elinde imkan olsa Dusko Ivanovic’le çalışmak istediğini söyleyen Ege, bu konu hakkındaki sorularımızı cevaplandırdı:
”Biraz farklı gelebilir ama Dusko Ivanovic için oynamak isterdim. Beşiktaş’ta çalıştığı dönemlerde ona bir hayranlığım vardı. Oynattığı basketbolu da çok beğeniyordum. İdmanların bir tık daha sert olması çok hoşuma gidiyor.”
”Euroleague’i izlemek NBA’e göre kesinlikle çok daha keyifli, açık ara… Oyunun dönmesi, rekabet, çok daha güzel. NBA’i çok izlemem, Euroleague’de maç kaçırmam.”
”İdol olarak Allen Iverson’ı söyleyebilirim. Shane Larkin’i seviyorum, Carsen Edwards’a bayılırım.”
– Hobileri
Son derece sosyal biri olduğunu bilinen Ege, boş zamanlarında arkadaşlarıyla olmaktan keyif aldığını belirtti ve röportajı şu sözlerle sonlandırdı:
”Baya sosyal biriyimdir, çok fazla arkadaşım var. İdman olmadığı zamanlarda dışarı çıkmayı, gezmeyi severim. Okula gitmenin faydaları da oluyor, çevren daha fazla genişliyor.”
– İstatistikler
BGL’de 20 maçta 28.3 dakika süre alan Ege Borcali, 11.9 sayı-3.2 asist-2.5 ribaunt-1.3 top çalma ortalaması yakalarken, TB2L’de ise 15 maçta 6.3 sayı-1.4 asist-1.7 ribaunt ortalamayla oynadı.
Ege, Petkim’e 24 sayı-6 asist-8 ribaunt-6 top çalma ve Türk Telekom’a karşı ise 27 sayı-5 asist-4 ribaunt-4 top çalmayla sezonun en iyi maçlarını oynamıştı.
Röportaj: Kemal Erdem
Mail: [email protected]
Instagram: @kemalerdem54