Bazen sahada kazanırken dışında çok şey kaybedersiniz. İlk başlarda bunu pek önemseyebilirsiniz ama zaman geçtikçe alamadığınız saygı sizi yiyip bitirir…
Türkiye’de oyuncu, koç ya da takım bazında zaman zaman bu tip şeylere rastlamak mümkün. İğneyi kendimize batırmayı pek sevmeyiz ve elimizde çuvaldız batıracak başka yerler ararız. Oysa kazanırken büyüyen ve saygıyı da sonuna kadar alan birçok oyuncu, koç ya da takım var.
Örnekler çoğaltılabilir ama bugün iki kişi üzerinden gidelim dedik.
Beş farklı takımla 9 Euroleague şampiyonluğu, sayısız kupa ve lig zaferleri… Avrupa basketbolunun 1 numarası, efsanesi ve gittiği her kulübün unutulmaz ismi… Taraflı tarafsız herkesin saygısını kazanmış bir insan…
Zeljko Obradovic’in ismini yazmadan onu çok kolay tarif edebilirsiniz. Efsane olmak da bunu gerektirir. Ancak Obradovic’i bu denli saygın yapan sadece kazandığı zaferler değildi. Kazanırken, efsaneleşirken, her geçen yıl daha da büyürken, onu bu kadar özel kılan şey ise rakiplerine gösterdiği saygıydı…
Obradovic’le ilk röportajımda heyecandan titriyordum, ki ilk ve son kez bir röportaj esnasında bunu yaşamıştım, çünkü bu mesleki anlamda sizin zirvenizdir. Daha ötesi yoktur. Röportaj bittiğinde bile ben heyecandan ne yapacağımı bilmez bir haldeyken, elini ilk uzatan Avrupa basketbolunun efsanesi oldu ve onun tebessüm ederek teşekkür etmesi ise ne denli büyük bir karakter olduğunu tekrar gösterdi.
Zeljko’nun kariyerinin yanına yaklaşamayacak birçok insan bugün burnundan kıl aldırmıyor…
Batman’dan başlayan bir başarı hikayesi, Bandırma’dan Fenerbahçe’ye kadar uzanan, kısa sürede alınmış büyük bir yol… Hikaye halen devam ediyor, kahramanını ise söylememize gerek yok aslında, Şehmus Hazer…
Şehmus, Bandırma’da oynadığı dönemlerde ne ise İstanbul’da da o oldu. Ne bir eksik ne bir fazla… Performansıyla birlikte karakteri de büyüdü… Taraflı tarafsız herkes onu çok seviyor, saygı duyuyor ve sempatiyle bakıyor. Üstelik Şehmus bunun için ekstra bir çaba göstermiyor, olduğu gibi davranıyor çünkü zaten onu bu noktalara taşıyan yüreğinin büyüklüğünden geliyor.
İnanılmaz bir enerjisi ve kazanma hırsı var, taraftarını ateşliyor ama bunu yaparken ne rakibini ne de rakip taraftarı tahrik etmiyor. Aldığı büyük saygının ve kitleler tarafından bu denli sevilmesinin nedeni de bu…
Şimdi herkes Şehmus’un yolundan gitmek istiyor ama bazıları maalesef onun yüreğini anlayamıyor…
Gün gelir 40 sayı atarsın, gün gelir çok maç kazanırsın, gün gelir kupalar kaldırırsın, gün gelir nice zaferlere koşarsın… Tarih bunları yazar, kayıtlara geçer. Ama bunları yaparken, karakterinden taviz vermez ve kalbin hala aynı şekilde atarsa, işte o zaman efsane olursun…
Tıpkı Avrupa’nın en iyi koçu Zeljko Obradovic ve Türkiye’nin yükselen yıldızı Şehmus Hazer gibi büyük bir saygıyla anılırsın…
Kemal Erdem
Mail: [email protected]
Insta: @kemalerdem54