2006 jenerasyonu içinde geleceği oldukça parlak birçok genç var ve bunların başında da Anadolu Efes‘ten Deniz Gökpınar geliyor.
Geçtiğimiz günlerde aynı jenerasyondan Salih Altuntaş’ı yazmıştık. Yakın markaja bu kez Deniz’i almak istedik, ki bu jenerasyona dahil diğer oyuncularla ilgili de yazılarımız devam edecek.
Çok değil 1-2 yıl sonra Deniz Gökpınar ismini sıkça duyacaksınız.
– Guduric’in kayıp kardeşi
Önce U16 Avrupa Şampiyonası’ndan başlayalım. Hemen herkesin anlayacağı dilden çok net bir örnekle gidelim. Fenerbahçe’de Marko Guduric’le ilgili olumlu/olumsuz ne eleştiri yapılıyorsa, isimleri değiştirip Deniz için aynısını yapabiliriz. Kendini iyi hissettiği her maç fark yarattı. Kötü başladığını düşündüğü maçlarda ritmini bulmakta zorlandı. Deniz, yaz ayını tam olarak Guduric gibi geçirdi aslında. İyi başlıyorsa ondan korkun, kötü başladıysa biraz sabredin.
– Kararlı gidiyorsa çıkış yolu buluyor
Oyunun içinde kaldığı, dikkatinin dağılmadığı ve ısındığını hissettiği an Deniz’i durdurabilmek kolay değil. Potaya gitmeye karar verdiğinde önünde hiçbir engel duramıyor. Atmaya niyetli gidiyorsa o sayıyı bir şekilde buluyor. Ama bir an duraksadığında ‘acaba pas mı versem’ tereddütü, onun zaman zaman konsantrasyonunu bozuyor. Henüz 16 yaşında ve bunları yaşamasının da çok doğal olduğunu unutmamak lazım.
– İçinden okyanus çıkabilir
Anadolu Efes’in genç takımı yetenekli, potansiyelli ve kaliteli oyunculardan oluşan derin bir rotasyona sahip. 16 yaşındaki Deniz’in bu yarışa dahil olması, verilen sürelerden bağımsız, aldığı rolü sorgulamadan, kendisinden ne bekleniyorsa onu yapmaya çalışması, erken zamanda ona belli bir ‘oyun olgunluğu’ kazandıracak. Zira birçok oyuncunun A Takım seviyesinde en çok yaşadığı problem verilen rolü yadırgaması. Deniz, bu sezon hem süre yarışına giriyor hem rolünü yadırgamadan devam ediyor. Seneye hem süreleri artacak hem rolü büyüyecek. Biz, aslında Deniz’in içindeki okyanusu tam olarak o zaman göreceğiz.
– Dengeyi oturtursa dengeleri bozar
Aslında Deniz’in şut mekaniği hiç fena değil. Ama nedense çok fazla dış şut atmayı tercih etmiyor. Çok az denedi, ki denediğinde de isabet buldu. Bu alanda daha çok deneyen, daha özgüvenli bir Deniz görmek isteriz açıkçası. Çünkü bu yaz Deniz’i izlemek bize büyük keyif verdi. Hücumun her iki tarafında da dengeyi oturtursa, ki mutlaka bu yönde çalışıyor ve çalıştırılıyordur, rakipler için denge bozan bir oyuncu olabilir. En başta söylediğimiz Guduric örneğine dönersek, Deniz 2 numara çıkışlı bir oyuncu olsa da, modern sistemlerde 1 ve 3 pozisyonlarında da kullanılabilir. Zira hem el hassiyeti iyi ve pasör özellikleri var, hem de fiziği ciddi anlamda 3 pozisyonu da kavrayacak esneklikte.
– Oyun görüşü iyi seviyede
Bir kısaya göre ribauntlarda aktif ve sezgileri de oldukça iyi. Uzun vadede bu özelliği onu farklı bir noktaya taşıyabilir. Özellikle savunmada aldığı ribauntlarla hızlı hücumları yönlendirebilir ya da doğrudan potaya giderek bitirici özelliklerini kullanabilir. Ki aldığı birçok ribaunt sonrası oyunu hızlandıracak pası da çok çabuk çıkartabiliyor. Bu da onun oyun görüşü konusunda da iyi seviyede olduğunu gösteriyor.
– Adım adım ilerliyor
Özellikle saha dışında kalan bizlerin beklentiyi doğru ayarlaması lazım. Deniz’in içinde ciddi bir potansiyel var ama her şeyi hemen yapmasını, bütün özelliklerini bir anda üst seviyeye çıkarmasını beklemek, ona da haksızlık olur. Çok genç yaşta olmasına rağmen ayakları yere basan, düzgün ve karakterli bir çocuk. Çalışkanlığı ise onu tanıyan herkesin bildiği bir durum. Bir çizgisi oluşmaya başladı ve bunun üzerinde adım adım ilerliyor. Kişisel olarak, ondan özellikle önümüzdeki yıl ve sonrasında büyük bir sıçrama bekliyorum.
Şunu mutlaka eklemem lazım. İleride seviyesi ne olursa olsun, Deniz eğer bu karakterini korur ve bunun üzerine inşa etmeye devam ederse, her zaman bir koçun ve oyuncu grubunun aradığı, istediği ‘takım arkadaşı’ olacaktır.
Kemal Erdem
Mail: [email protected]
Instagram: @kemalerdem54
About The Author
