Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe Beko koçu Igor Kokoskov‘la ilgili bir yazı kaleme almıştık ve onun özelinde bazı kazanımların sadece sonuçlarla ilgili olmadığının altını çizmiştik.
Durum böyle olunca konuyu da biraz açmak ve bazı basketbol emekçilerine de haksızlık yapmamak gerektiğini anladık.
– Saygıyı sahada alanlar var
Ufuk Sarıca, geçmişte şampiyonluk yaşadığı Pınar Karşıyaka’yla yeniden bir heyecan dalgası yarattı. Oynadıkları basketbol, yarattıkları atmosfer, gösterdikleri mücadele taraflı tarafsız herkesin saygısını kazanıyor.
Burak Gören, Ankara basketboluna yeniden hayat veren adamdır. Yıllardır doğru yabancı seçimleri ve yerlileri de verimli kullanmalarıyla önemli bir harmanlama yaptılar. Ligin en keyif veren takımları arasında yer alıyorlar. Ekran başında Türk Telekom maçı olduğunda insanlar keyifli bir basketbol seyredeceklerini biliyorlar.
Özhan Çıvgın, hem geçmiş döneminde hem de şu an kısıtlı imkanlarla Büyükçekmece’de büyük emekler veriyor. İnsanlar, sonuç ne olursa olsun bu emeğe saygı duyuyorlar. Çünkü bu saygıyı sahada gösterdikleri mücadeleyle söke söke alıyorlar.
Dusan Alimpijevic gibi çok genç bir koç geldi bu ülkeye. Kısa sürede Bursaspor’a bir sistem yerleştirdi. Kaybetseler dahi artık savaşmaktan vazgeçmiyorlar. Kaybederken de saygı almaya başladılar.
Nenad Markovic, Gaziantep’te kendi yağıyla kavrulmaya çalışan, doğru bildiği sistemi oynatan ve bundan da verim alan bir koç. Uzun yıllardır da ülkemizde ve bugüne kadar tek bir kimseyle sorun yaşamışlığı yok. Takımının oyununa, insanların da onlara saygısı var.
Kestutis Kemzura, Petkim’de inişli çıkışlı bir grafik çiziyor ama koçun karakterine tek laf edilebilir mi? Yeri geldiğinde 19 yaşındaki çocuğa da sorumluluk verip, sahaya sürebiliyor. Petkim’in tek bir maçında ‘çirkin’ bir görüntüye şahit olduk mu, hayır.
Can Sevim, Afyon’da harikalar yaratıyor. Kısıtlı bütçesiyle playoff yarışına dahil olan, insanların saygısını kazanan ve herkesin alkışını alan bir takım oldular. Helal olsun demekten başka bir şey yapmıyor insanlar.
– Böyle giderse Tofaş’ın freni bir yerde patlar
Orhun Ene döneminde Tofaş’ın da benzer, hatta bundan daha fazla saygınlığı vardı.
Ene’nin bir duruşu ve bunun da bir yansıması oluyordu. Şimdi ise Tofaş ‘kazanmak için her yol mübah’ yoluna girmiş durumda. Gerek benchteki agresiflik gerekse hakemlere karşı olan tavırlar, Ene’nin kazandırdığı kredinin tükenmesine neden oluyor. Bizi boşversinler ama kendilerine rakip olan bazı takımlardaki oyuncuların ya da koçların neler dediklerine biraz kulak kabartsınlar. Basketbol camiası küçüktür, isterlerse mutlaka duyarlar.
Tofaş gibi, uzun yıllar Türk basketboluna büyük hizmetlerde bulunmuş bir organizasyon, anahtarı kime verdiğine dikkat etmeli. Aksi takdirde bu hızlı gidişin önünü alamazlar, fren bir yerde patlar ve hep birlikte yuvarlanırlar.
Kemal Erdem
kemalerdem83@gmail.com
Keşke Fenerbahçe kaybettikten sonra sırf rakibe laf atmak amacıyla yazılmasaymış bu yazı.
İlk devrede kazandığı maç sonrası Ufuk Sarıca’nın elini dahi sıkmayan ağza alınmayacak laflar eden Burak Gören örneğini iyi biri olarak tanıtmışsınız mesela. Halbuki son oynanan maçta ne maç başında ne sonunda yine Ufuk Sarıca’nın elini dahi sıkmaya gitmedi.
Hakan Demir agresif bir koç olabilir ama sırf Fenerbahçe maç kaybetti diye kendisinin hareketleri göze batıyorsa burada büyük bir problem var. Zira Kemzura ve Can Sevim hariç olmak üzere saydığınız diğer koçların hepsi agresif gerektiğinde tepkisini üst düzeyde gösteren kişiler.
Yazar arkadaşı uzun yıllardır takip ederim sadede yazdığı sitelerden değil çeşitli yerlerden bilirim. Hakan Demir’ide ilk defa eleştirmiyor çok yazısı var geçmiş yerlerde araştırın bulun. Bunu neden yazdım Kemal Erdem’in avukatlığı için değil sizin Fenerbahçe saplantızı söylemek için. Eleştiri yazısını bile Fenerbahçe’ye bağlamışınız pes diyorum. Nick name basketbol sever ama ülke basketboluna yatırım yapmış kulübe düşmanlığıda devam.
fenerbahçe bu sene 6 maç kaybetmiş amk sanki her maç kaybında birine sallamışlar gibi boş boş konuşmuşun hakan demir gibi adamı savunanın beynide bu kadar çalışır
Yazı Hakan Demir Tofaş’ın başında Fenerbahçe maçı kazandıktan sonra yazılıyor. Aynı hafta içerisinde saygısız hareketler yapan Burak Gören bile şu yazının içine dahil edilmiyorsa bu yazının maksatlı yazıldığı açıktır.Olayın Fenerbahçe ile ilgisi yok çünkü ben fenerbahçeyi değil sadece tek maça odaklanan yazarı eleştirdim.
Bir dipnot bırakmak gerekirse; Fenerbahçe her maç kaybında sallıyormuş gibi demişsiniz ama zaten istisnasız olarak şube başkanı her kaybedilen maç sonrası hakemler üzerine açıklama yapıyor. Keşke fanatikliği bırakıp biraz takımınızın neler yaptığını da takip etseymişsiniz.
fenerbahce dusmanligida boyle birsey iste yukardaki sozde basketbolsever arkadasa hakan demir gibi capsiz birini savundurabiliyor. ulan bi kerede kotuye kotu diyin fenerbahce’yi bosverin gordugunuzu konusun.