Fenerbahçe Beko üst üste 9 maç kazanarak Euroleague‘de fırtına gibi esiyor ve o seviyede öyle bir basketbol oynuyor ki insan izlerken inanılmaz keyif alıyor.
Düne kadar yerden yere vurulan Igor Kokoskov ise hak ettiği bütün övgüleri topluyor. Ancak bugün Kokoskov’un teknik ya da taktik hamlelerinden değil, ne kadar büyük bir karaktere sahip olduğundan bahsedeceğiz.
Elbette bu ligde ilk akla gelenlerden Burak Gören gibi, Özhan Çıvgın gibi, Ufuk Sarıca gibi, Dusan Alimpijevic gibi, Kestutis Kemzura gibi, Nenad Markovic gibi ve daha adını sayamadığımız basketbolun içinde kalan birçok değer var. Bugün biraz Kokoskov’a özel bir parantez açmak istedik.
Hemen hemen herkes dikkat etmiştir, Kokoskov sadece basketbol konuşuyor. Canı yansa da, canının yanması üzerine soru sorulsa da, hiçbir şekilde ne hakemlerden ne de rakibin abartılı sertliğinden bahsediyor. Geçtiğimiz günlerde, ”Benim işim koçluk yapmak, hakemleri değerlendirmek değil.” demişti. Biz, bu jargona pek alışık değiliz, kabul edelim.
Kaybettiği zaman hedefe kendisini oturtup, kazandığında ise oyuncularını öne çıkartacak kadar da net bir duruşa sahip. Ne sakatlıklardan ne de düşüş gösteren oyuncu performanslarından dert yanıyor. Elinde üretecek çok bahane olmasına rağmen hiç oralı olmuyor.
Kokoskov, başkaları gibi karşısında kadın hakem görünce şov yapıp, birileri üzerinden manipülasyona da girebilirdi, girmedi. Başkaları gibi oyuncularına ‘aşırı sertlik’, bir oyuncunun üzerine oynama, oyunu çirkinleştirme talimatı da verebilirdi, vermedi. Çünkü kazanacağı bir maç olsa da, kaybedeceği karakteri olurdu, bunu biliyordu. Gerçi bu tip kirli oyunlara giren koçlar da, Euroleague seviyesine asla çıkamayıp anca birilerinin ayağı kaydırılırsa ya da istifa ederse/ettirilirse iş bulabilen, son yıllarda ‘nöbetçi koç’ gibi hareket eden isimler. Sırtlarını belli menajerlere, kalemşörlere dayamış asla ama asla gölgelerde yaşamaktan kurtulamayacak figürler.
Kokoskov, yeri geldiğinde haklı yeri geldiğinde ise haksız şekilde eleştirildi, bazen de sertlik dozajı yükseldi. Ama hiçbir zaman gocunmadı, eleştirirenleri kara listeye almadı, mesafe koymadı. Eleştirilmek bu işin parçası dedi ve yoluna aynı şekilde devam etti.
Türk basketbolunda bazı koçlar (hepsi değil elbette) menajer bataklığına saplanıp kukla haline gelmişken, Kokoskov gibi isimlerin bir an önce çoğalması ve düzeni kökten değiştirmesi lazım.
Kemal Erdem
[email protected]