Toplum olarak övgü ve yergi kısmında dozajı pek ayarlayamıyoruz. Beklentiyi bir anda en yükseğe çekip, o noktadan olayları değerlendirip, aşağıda olan iyi şeyleri de gözden kaçırıyoruz.
Özellikle genç oyuncular konusunda bizim böyle bir sıkıntımız var. Ayar sorunu yaşıyoruz gerçek anlamda. Buna örnek verebileceğimiz birçok isim var. Biz, şu an gündemde olan 1999 jenerasyonunun umut vaat eden bir oyuncusuyla başlayalım dedik.
Sadece jenerasyonunun değil, son yılların en potansiyelli oyuncuları arasında Berke Atar geliyor. Özellikle şu dönemde yaşadığımız uzun sorununa en az 10-15 yıl çözüm üretebilecek kalitede.
Berke’den her zaman beklenti çok büyük oldu. Yıldız olmasını beklediğiniz isimlerden aslında bunları beklemek de normal. Ancak kaçırdığımız nokta, ona doğrudan bu misyonu yükleyip, yaşadığı iniş çıkışlarda ‘yıldız refleksini’ beklememizdi. Çoğu zaman yaşından daha büyük olgunluk, henüz yolun başında olmasına rağmen de veteran tecrübesi bekledik. Hata payını çok aza indirdik. Hata yaptığında ise eleştiri dozajını yükselttik.
Türk basketbolunun geleceği açısından bizim Berke ve onun gibilere, hata yaptıklarında bunun normal olduğunu, böyle böyle doğruyu bulacaklarını hissettirmemiz gerekiyor. Bu elbette, kafasına göre takılsın, her istediğini yapsın, aman ses etmeyelim demek değil. Elbette hatalarını söyleyeceğiz, yanlışına da yanlış diyeceğiz. Fakat bunu, onu yok ederek değil, daha da var ederek yapacağız.
Önümüzdeki sezon genç oyuncuyu büyük ihtimalle Galatasaray Doğa Sigorta forması altında izleyeceğiz. Aslında bundan birkaç yıl öncesine dönersek, Berke’nin şu an Euroleague’de mücadele eden bir takımın kadrosunda olmasını bekliyorduk. Biraz kendisinden kaynaklı, daha çok kendisi dışında gelişen olaylar nedeniyle kariyeri şimdilik ‘o seviyeler’ için rötar yapıyor. Ama bu sezonu iyi değerlendirebilirse ve içinde barındırdığı o büyük potansiyeli açığa çıkartırsa, önümüzdeki yıllarda hedeflediği noktalara emin adımlarla ilerleyebilir.
Berke’nin her şartta yüksek bir krediye ihtiyacı var. Hem bulunduğu takımda, hem izleyenlerin gözünde, hem de basın sektöründe. Berke’nin de bu krediyi olabildiğince karşılıksız bırakmaması gerekiyor, hem ona güvenenleri pişman etmemesi, hem de Türk basketbolunun kanayan yarasına çare olması için.
Kemal Erdem
[email protected]
Sosyal Medya Hesaplarımız