Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Tofaş‘ın altyapısında yetişen 2002 doğumlu Emir Eid‘le özel bir röportaj yaptık.
Genç oyuncularla ilgili röportaj serimizin bu bölümünde Emir Eid’le birçok konuda konuşma fırsatı yakaladık. Kariyerinin henüz başında olan Emir’e hem hedeflerini hem de şu anki duygularını sorduk.
Pozitif enerjisinin yanı sıra kendisine oldukça net ifade etmesi de henüz genç yaşında Emir’e artı yazdıran unsurların başında geliyor.
Lafı fazla uzatmadan Emir’le yaptığımız röportaja geçelim.
Emir’e ilk olarak basketbola başlama hikayesini, Tofaş günlerini ve BSL’nin zorluk seviyesinin kendisini nasıl etkilediğini sorduk ve şu cevapları aldık:
”Çocukluğumdan beri babamla birlikte hep abimin maçlarına giderdik. Bende de biraz hiperaktiflik vardı, pek yerimde duramazdım. Abimin peşine takılıp onunla antrenmanlara, maçlara giderdim. Biraz onu rol model alarak büyüdüm. Abimin basketbolcu olması ve benim için iyi de oynaması, beni bu yola itti. Basketbola olan hevesim artmaya başladı ve böylece başlangıç noktam oluştu.”
”Orhun Ene bizim için çok büyük bir avantaj. Altyapıyla, A takım arasındaki o önce çizgiyi sonuçta her kulüp sağlayamıyor. Orhun abi ve kulüpteki diğer herkes bizimle çok yakından ilgileniyorlar. Yeri geldiğinde işlerini güçlerini bırakıp bizim çalışmalarımızı takip ediyorlar. Onların bu ilgisi bizi daha çok motive ediyor.”
”Bu belki kişiden kişiye değişebilir ama ben çalışmayı çok seven, işkolik bir insanım biraz. Her şeyin kolay olması da o kadar keyif vermez. Ligin kalitesi arttıkça da bizim çalışma yükümüz artıyor. Shane Larkin, Bobby Dixon gibi (kendi pozisyonumda kısa olduğu için oradan örnek vermek istedim) üst seviye oyuncuları izliyorsunuz. İnşallah bir gün ben de o seviyelere gelebilirsem, sonuçta bu tarz oyunculara karşı oynayacağım. Benim de bu seviye oyuncularla baş edibilmem için çok çalışmam ve belli bir noktada olmam lazım. Bu da beni ayrıca motive ediyor. Kalitesi düşük bir ligden ziyade marketi daha geniş ve daha zorlu bir ligde olmayı tercih ederim.”
Eksiklerimi Kapatmak İçin Çok Çalışıyorum
Emir’e bize kısaca kendi oyununu tarif etmesini istedik ve eksik noktalarının neler olduğunu sorduk.
Genç oyuncunun cevapları ise şöyle oldu:
”Bu zamana kadar daha çok hızımla ve oyun görüşümle kendimi öne çıkardım. Zaman zaman milli takımlara da gidip geldiğim oldu. Bundaki temel neden ise dediğim gibi çabukluğum ve oyun görüşümdü. Takım arkadaşlarımı daha çok oyunun içine sokmaya çalışıyorum. Bunun yanı sıra işin savunma tarafı da var. Bu seneye kadar aslında çok iyi savunmacı değildim ama Semih abi sağolsun, bu sezon ona göre çalışmaları yaptım ve o konuda da gelişim sağladığımı düşünüyorum.”
”Şut konusunda eksiklerim olduğunu düşünüyorum. İki sene önce talihsiz bir sakatlık yaşamıştım ve dirseğim çıkmıştı. Solak bir oyuncuyum ve sol dirseğim çıkmıştı. O dönemde yaklaşık 3-4 aylık bir kaybım oldu. Sakatlık sürecinde biraz özgüvenim de düşmüştü. Ardından şut stilimi değiştirmem ve toparlanmam biraz zaman aldı. En büyük eksiğim şut konusunda ama hiçbir şekilde tereddüt etmeden oynamaya çalışıyorum. Bu konudaki eksiğimi geliştirip, kapatmak ve dediğiniz gibi modern basketbola adapte olmak için elimden geldiğince çok çalışıyorum.”
Russell Westbrook’un Tarzını Beğeniyorum
Rol model olarak aldığı oyuncunun yanı sıra, son yıllarda BSL’de beğenerek izlediği yıldızları ve kariyer hedeflerini sorduk.
Emir’in bu sorulara verdiği cevaplar ise şöyleydi:
”NBA’den örnek verirsem, Russell Westbrook’un oyun tarzını beğeniyorum. Patlayıcılığı, atletizmi, yeri geldiğinde yaptığı asistler ve oyun görüşü en çok ilgili çeken noktaları. Yeri geldiğinde 40-50 sayı atabilen bir oyuncu. Her zaman onu izlemek bana büyük keyif veriyor. İdol olarak onu gördüğümü söyleyebilirim.”
”Benim oyun tarzımla çok alakası yok ama Shane Larkin’in son yıllarda yaptığı şeyler, altyapılardaki birçok oyuncuyu çok fazla motive etmiştir. Herkes onun gibi olmak ister ve eminim bunun için çabalayanların sayısı da artmıştır. Bogdan Bogdanovic’in yeri ise çok farklı. Gösterdiği gelişim ve yaptıklarıyla benim en beğendiğim oyuncuydu.”
”Açıkçası her oyuncunun önceliği NBA olur. Dünyanın 1 numaralı organizasyonu. Elbette aksini iddia edenler olabilir, tartışılabilir. Euroleague’de çok büyük ilerleme sağladı. Böyle bir ligde olmak her oyuncu için çok büyük bir şans olur. Bunu gerçekleştirmeyi ben de çok isterim.”
Hedefim Her Zaman En Üst Nokta
BGL’nin gençler üzerindeki etkilerini, uzun vadede olası varış noktalarını ve ilerde nasıl bir oyuncu olarak tanımlanmak istendiğini sorduğumuzda ise Emir, şöyle konuştu:
”Doğma büyüme Ankaralı olduğum için TED Kolejliler’in altyapısında başladım. Oradaki maçlar daha kolay geçiyordu. İstanbul’da yetişenler bu anlamda biraz daha şanslı olabiliyordu. Çünkü bizim yılda 5-6 maçımız çok zorlu geçiyordu. Basketbol Gençler Ligi bu sorunu tamamen ortadan kaldırdı. Ligin deplasmanlı olması, sürekli seyahete çıkmamız, yapılan maç analizleri ve hazırlıklarımız çok üst düzeye çıktı. Bu bizim için çok büyük bir avantaj ve A takıma geçişte önemli rol oynayacağını düşünüyorum.”
”Ben her zaman en üst noktayı hedefleyen biri oldum. Hedefimi küçük tutmam, en yukarıyı hedeflerim ve çalışmalarımı da ona göre yaparım. Umarım bir gün NBA’de ülkemizi temsil etmeyi çok isterim. O kadar yükselemesem de en azından Euroleague seviyesinde bir oyuncu olmayı çok istiyorum. Bunun için de çok çabalıyorum.”
”İlerde Emir Eid denildiği zaman, Avrupa’da ya da NBA’de ülkemizi en iyi şekilde temsil ederek, onları gururlandıran bir oyuncu olmayı çok istiyorum. Sembol bir oyuncu olarak ve saha içinde olduğu kadar, saha dışında da örnek olmak isterim.”
Süreci Hazır Şekilde Atlatmak İstiyorum
Bu zamana kadar unutumadığı, kendisi için özel olan maçları ve virüs sürecinde neler yaptığıyla alakalı sorularımıza da cevap veren Emir, şu açıklamalarda bulundu:
”Basketbola ilk başladığım dönemlerde Ankara’da bir final maçımız olmuştu. O maç hiç aklımızdan çıkmaz. O dönemlerde tabii daha küçüksünüz ve daha hırslısınız. Yanlış hatırlamıyorsam iki kez uzatmaya gitmişti, sonunda biz kazanmıştık ve namağlup Ankara şampiyonu olmuştuk. Maçtan sonra gözyaşları içinde yapılan kutlamalar ve seviç gösterileri hala aklımdadır. BGL döneminden örnek verirsem, Bahçeşehir’deyken Karşıyaka’ya karşı oynadığımız maçı söyleyebilirim. İstanbul’da 1 sayıyla kaybetmiştik. Final Grubu’na kalabilmek için kazanmamız gerekiyordu. O maç bize çok şey katacaktı ama çok talihsiz anlar yaşamıştık oyunun içinde. Son topumuza steps çalmışlardı ve o maç gerçekten beni çok etkilemişti, aslında takımca çok etkilenmiştik.”
”Virüs süreci herkesi olduğu gibi beni de kötü etkiledi. Sonuçta eve kapanmak zorunda kalıyorsunuz. Takım antremanlarınızdan uzak kaldık, bu biraz dezavantaj oldu ama bireysel çalışmalarıma devam ediyorum. Beslenmeme çok dikkat ediyorum, gün içinde çift idman yaptığım da oluyor. Formda kalmam gerektiğini biliyorum. Bunun dışında, kendime biraz vakit ayırabildim bu da avantajı oldu. Olabildiğince kitap okuyorum, dizi izliyorum. Benim bu sene üniversite sınavım da var. Sezon içinde pek çalışma fırsatı bulamıyorduk, şimdi ona odaklanmam içinde iyi bir fırsat oldu.”
Emir Eid’in Gözünden Öne Çıkanlar
Jenerasyonundan öne çıkardığı oyuncuları, maç öncesi kendisini nasıl motive ettiğini, etkilendiği filmleri ve sezonun beşlerini ise şöyle cevapladı:
”David Mutaf’ı çok beğeniyorum, gerçekten çok yetenekli bir oyuncu. Yeri geldiğinde karşılıklı, yeri geldiğinde milli takımda birlikte de oynadık. Gerçekten izlemesi ve birlikte oynaması çok keyifli bir oyuncu. Şu an herkesin gözü önünde olan Alperen Şengün de var. Rakibin bile olsa onunla aynı sahada olmak insana gerçekten keyif veriyor. Takım arkadaşım Ata Can Atsüren’i de rahatlıkla söyleyebilirim. Saha dışında iyi bir insan olduğunu zaten biliyordum ancak bu sezon onunla birlikte oynadığım dakikalar, bir oyun kurucu olarak işimi çok kolaylaştırdı ve zor anlarda bana destek oldu. İyi yerlere geleceğinden şüphem yok.”
”Belli başlı müzik listelerim vardır. Maç öncesi onları mutlaka dinlerim. Onun dışında kendi kendime düşündüğümde, çalışmalarımın karşılığını alabilme isteği beni motive ediyor. Gözlerimi kapattığımda, hayallerimi gerçekleştirmek için daha fazlasını yapmam ve çıktığım maçı iyi oynamam gerektiğini düşünüyorum. Motivasyon konusunda pek sıkıntım olmuyor.”
”Film olarak Will Smith’in ‘Ben Efsaneyim’ beni çok etkilemiştir. Film boyunca arayışı ve hırsı, benim etkileyen önemli şeylerdi. Samuel L. Jackson’ın oynadığı ‘Koç Carter’ filmini de çok beğendiğimi söyleyebilirim.”
Yerli: Berk Uğurlu, Melih Mahmutoğlu, Metecan Birsen, Muhsin Yaşar, Ahmet Düverioğlu.
Yabancı: Shane Larkin, Jordon Crawford, Amath M’Baye, Derrick Williams, Jan Vesely.
Röportaj: Kemal Erdem
[email protected]