Basketbol Gençler Ligi‘nde TED Ankara Kolejliler forması altında izlediğimiz ve normal sezonu MVP performansıyla tamamlayan 2004 doğumlu guard Kutay Güneş‘le özel bir röportaj yaptık.
Türk basketbolunun uzun vadede çok şeyler beklediği, duruşu ve karakteriyle çok farklı bir profil çizen, BGL’de sezonun en dominant guardı olarak dikkat çeken Kutay Güneş, A’dan Z’ye birçok konuda sorularımızı cevapladı.
Yaz aylarında genç milli takım kadrosunda olmasına kesin gözüyle bakılan 2004 doğumlu guard, harika bir normal sezonu geride bırakırken, neredeyse triple-double’a yakın ortalamalar yakaladı.
Lafı fazla uzatmadan Kutay Güneş’le yaptığımız röportaj geçelim:
Basketbola başlama hikayesini, ”Küçük yaşlarda aslında basketbolla çok alakam yoktu. Hızlı olduğum için genelde hocalarım beni futbola yönlendiriyordu. Geçen sene Türk Telekom’un BGL koçu, benim aynı zamanda ilk antrenörümdü, Konya’da beni basketbola başlatmıştı. Sonrasında Anadolu Efes ve Pınar Karşıyaka’da istemişti beni ama yaşım küçük diye ailem yollamamıştı. Basketbola yoğunlaşmak istediğimi söyleyince ailem daha sonra Telekom’a yolladı beni. Ankara’nın yakın olması da avantaj olmuştu. Ardından 2 yıl sonra TED’e transfer oldum.” diyerek anlattı.
– Hedeflerim birbirini dengeledi
Muhteşem bir sezon geçiren Kutay, hem bireysel hem takım performansıyla alakalı sorularımızı cevapladı. Kısa pozisyonunda olmasına rağmen uzunlara nispet yapan ribaunt istatistikleri hakkında da konuşan genç oyuncu, şunları söyledi:
”Sezona başlarken 33-35 bandını görmüştüm ama sonra düşününce takım bir yere gelmediği sürece bunun anlamı olmuyor. Takımı daha iyi noktaya götürmek gerekiyor. Daha fazla asist yapmam, oyunu daha iyi yönlendirmem lazımdı. Hem bireysel olarak sayı hem de takım olarak bir hedefim vardı, bu da birbirini dengeledi.”
”Şut atılır atılmaz sanki 1 saniye öncesinden topun nereye düşeceğini tahmin edebiliyorum. Bu nedenle ribaunt ortalamam uzunlarla hemen hemen aynı seviyede oluyor.”
”Ribauntu uzunlar alınca ister istemez benim tempom biraz düşebiliyor. Sonuçta topun eline gelmesi 1-2 saniyeyi buluyor. Ribauntu sen aldığında kimseye bağlı kalmıyorsun. Rakibini eksiltiyorsun ve daha hızlı hücuma çıkıyorsun.”
”Sezon başında koçumuz da kısa ribauntuna önem veriyordu. Koç değişimi sonrasında da bu devam etti. Havuza düşen topu aldığın zaman bütün oyun sende oluyor.”
– Kendimi tam olarak 1 numara görüyorum
Müthiş bir skor potansiyeli de olan Kutay, kendisini tam olarak 1 numarada gördüğünü söylerken, sözlerine devam etti:
”Ben kendimi tam olarak 1 numara görüyorum. Zaten hiç 2 numarada oynamadım. Topun bana gelip yönlendirmektense, sahayı kendim görüp yönlendirmek daha çok hoşuma gidiyor. İkili oyunlardan ve birilerini oynatmaktan daha çok zevk alıyorum.”
”Yanımda skorer bir guard olduğu zaman kendimi daha rahat hissediyorum. İkili oyun sonrası ceza şutunu sokan veya içeriye girip kendi skorunu bulan bir oyuncuyla oynayınca, sadece sana yönlenemiyorlar. Yanında iyi bir skorer olunca, oyunu sen kuruyorsun ve daha rahat anlaşabiliyorsun.”
– Euroleague’de olmak en büyük hayalim
Hızıyla öne çıkan guardlar arasında yer alan Kutay, modern basketbolun kendisine avantaj sağladığını belirtirken, en büyük hayalini ise Euroleague olarak belirtti:
”Modern basketbolda oyun çok hızlı akmaya başlayınca daha rahat oluyorum. Bu dönemde basketbol oynadığım için çok mutluyum. Oyun artık neredeyse sete kalmıyor, %70-%30 gibi sete kalma oranı.”
”Eskiye oranla basketbolcuların imkanları daha iyi. Sonuçta sizin gibi platformlar da başta olmak üzere yaptıklarını öne çıkartıyor. Bir CV oluşuyor. Çok iyi oynadığın bir maçtan sonra herkes senin ne yaptığını görüyor. Bir şekilde iyi oynayan öne çıkıyor.”
”Uzun vadeli hedeflerim arasında kesinlikle Euroleague var. Oranın ortamı, atmosferi NBA’e göre daha çok ilgimi çekiyor. Bir Partizan, Kızılyıldız deplasmanında oynamak… Oralarda oynamak benim için daha büyük merak uyandırıyor. Euroleague’e gitmek en büyük hayalim.”
– Doğru pozisyonda çekinmem atarım
Hücumuyla öne çıkan kısalar arasında zirvede olan 2004 doğumlu guard, cesur ve kararlı oyununu bize şu sözlerle tanımladı:
”Şu ana kadar şansıma oynadığım takımlarda koçların verdiği krediler çok yüksek oldu. Küçüklükten beri atmaya hiç çekinmedim. Bir şekilde şut girdikten sonra o krediyi kazanıyorsun. Sonrasında girecek mi girmeyecek mi, tereddüt yaşamıyorsun. Boşsam, doğru pozisyondaysam 10 da olsa 11 de olsa, yine atarım.”
”Kesinlikle hücumuyla varolan bir oyuncu olmak istiyorum. Ama şunun da farkındayım, A takım seviyesinde krediyi önce savunmayla alıyorsun. Orada da savunma yaparak, o hücum kredisini almaya çalışacağım. O krediyi aldıktan sonra yine hücumumla öne çıkmak hoşuma gider.”
”Euroleague’de Nando De Colo’yu beğenerek izliyorum. Jason Williams ve Shane Larkin’i idol olarak görüyorum. Larkin’i çok izliyorum, bazı hareketlerim de oradan kaldı.”
– Yaptığım şeylerden pişman değilim
Kendinde gördüğü eksikleri ve özeleştirisini de yapan genç oyuncu, şartlar ne olursa olsun pişmanlık yaşamadığını dile getirdi:
”Hücumda şut ritmimi düzenlemem lazım. Üç sayı yüzdemi %30’ların üzerine çıkarmam gerekiyor. Biraz daha ritimli atmam lazım. Bunun içinde çok çalışıyorum. Bazen oyunun kritik anlarında takımı yönlendirmede sorun yaşayabiliyorum. Biraz daha bu kısımlarda gelişim yaşayıp, eksiklerimi tamamlamam lazım.”
”Şunu daha iyi yapsaydım dediğim şeyler mutlaka oldu. Ama kesinlikle yaptığım şeylerden, kaçırdığım şutlardan, hatalarımdan pişman değilim. Bir daha olsa bir daha atarım. İstediğim gibi bir sezon geçirdiğimi düşünüyorum. İnanılmaz ekstra bir sezon değildi ama benim için iyiydi. Playoff’a çıkma hedefimiz vardı, bunları da başardığımızı düşünüyorum.”
– Çizgiye çok gelmek yoruyor
Zaman zaman serbest atış çizgisine gelmenin bir oyuncuyu duruma göre yorabildiğini belirten Kutay, BGL’de unutamadığı maçı söylerken, Euroleague’de beğendiği hareketleri denediğini de ifade etti:
”Çizgiye çok gelmenin verdiği yorgunluk da oluyor. Bazen istediğim gibi atamıyorum. Bu sezonki birkaç maç serbest atış yüzdemi düşürdü.”
”Fenerbahçe maçının son saniyelerini unutamıyorum. O şutun nasıl girdiğine hala inanamıyorum. Maçı uzatmıştık ama sonra kaybettik.”
”Euroleague’de guardların bazı bacak arası paslarını görüyorum, dikkatimi çekiyor. İdmanlarda falan bazen deniyorum, koçlar arada kızıyor ama riske de girmek lazım, geçince de alkış alıyorsun.”
– Soğukkanlı kalmak istiyorum
Saha içinde enerjisini en doğru kullanan oyuncular arasında yer alan Kutay Güneş, ne kadar iyi oynarsa oynasın çizgisini koruyan, karakter olarak ise büyüdükçe büyüyen bir profil çiziyor. Genç oyuncu, konuyla ilgili sorularımızı cevapladı:
”İnsanlara kötü gözükmek hoş değil. Sahada oyuncular anlayabiliyor ama dışarıdaki insanlar bunu böyle görmeyebilir. Biraz da tribün gözüyle bakınca sevincini dozunda bırakman gerekiyor. Kendi içimde, soyunma odasına gidince seviniyorum, bu bana yetiyor.”
”Oyun içinde soğukkanlı kalmak istiyorum. Attığım bir üçlüğe sevinmektense bir sonraki pozisyonu düşünüyorum. Buradan sayı yersek, bir sonraki sette ne oynayabiliriz gibi… Aslında biraz da bu nedenle sakin gibi gözüküyorum.”
– Obradovic’le çalışmak isterdim
Avrupa basketboluna damga vuran koçlardan hangisiyle çalışmak ve hangi atmosferlerde oynamak istediğini, diğer ülkelerde gençlere bakış açısını sorduğumuzda ise şu cevapları verdi:
”Zeljko Obradovic ve Ettore Messina’yla kesinlikle çalışmak isterdim. İkisinin de çalışma tarzını çok merak ediyorum. Atmosfer olarak Fenerbahçe, Partizan ve Kızılyıldız… O atmosfer, o ortam, 6. adam sahanın içinde…”
”Partizan ya da Kızılyıldız’da gençlere bir güven var. Hata yapsalar da bu pek medyaya da yansımıyor. Bizim ülkemizde o özgüven şu an için pek gelişmedi. O krediyi kazanmak için çok ekstra şeyler yapman lazım. Daha fazla çalışmamız gerekiyor, yapacak bir şey yok.”
– Saha dışı
Basketbol dışındaki hayatıyla ilgili de konuşan Kutay, röportajı şu sözlerle noktaladı:
”Son zamanlarda hayatımın %90’ı basketbol oldu. Çok fazla başka şeylere vakit ayıramıyorum. Yüzmeyi çok seviyorum, küçüklüğümden beri zaten profesyonel yüzücüydüm. Oyun oynamayı çok seviyorum, konsol ya da PC oyunu olsun. Snowboard yapmayı çok severim.”
– İstatistikler
BGL’de A Grubu’nun MVP’si olarak öne çıkan Kutay Güneş, geride kalan 16 maçlık periyotta 22.9 sayı-7.3 asist-7.8 ribaunt-2.4 top çalma ve 21.5 verimlilik puanı yakaladı.
Çıktığı bütün maçlarda çift haneleri gören Kutay, 12 maçta 20 ve üzeri sayı üretti.
Genç oyuncu, Fenerbahçe’ye 19 sayı-10 asist-10 ribaunt ve Bahçeşehir Koleji’ne karşı ise 23 sayı-12 asist-11 ribauntla triple-double yaptı.
Röportaj: Kemal Erdem
Mail: [email protected]
Instagram: @kemalerdem54